LAİKLİK
Osmanlı
İmparatorluğu dönemindeki batılılaşma hareketleri sırasında aydın
kesimde beliren; din işleri ile devlet işlerinin ayrı tutulması,
biçiminde özetlenebilecek laik anlayışı, bu hareketlerle ilgilenen
Atatürk'üde etkilemiştir. Bunun üzerine Atatürk din olgusunu çagdaş
bir anlayışla belirlemiştir.
Din bir vicdan sorunudur. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir.
Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karsı değiliz.
Biz sadece, din işlerini devlet ve ulus işleriyle karıştırmamaya
çalışıyoruz."
Türkiye Cumhuriyet'inde herkes, Allahına istediği gibi ibadet eder.
Hiç kimseye dini fikirlerinden dolayı, bir şey yapılamaz. Türkiye
Cumhuriyet'inin resmi dini yoktur.
"Din ve mezhep, herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiç kimse,
hiç bir kimseyi ne bir din, ne de bir mezhep kabulune zorlayabilir.
Din ve mezhep, hiç bir zaman, siyaset aracı olarak kullanılamaz.
Ancak laik devlet uygulaması, Türkiye'de bir çok tartışmalara, çok
defa yanlış anlaşılıp yanlış yorumlamalara konu olmuştur. Bilerek
ya da bilmeyerek, bilinçli yada bilinçsiz Atatürk'e ve Atatürkçü'lüğe
hep bu çizgiden saldırılmıştır. Bu nedenle de laiklik ve laik devlet
düzeni, Türkiye'mizde geç ve güç anlaşılan ve en zor benimsenen
devrim olmuştur. Ve hatta halen bazı kendini bilmez şahıslar, saldırılarına
devam etmekte ve dini siyasi amaçla kullanmaya çalışmaktadırlar.
Cumhuriyetçilik
Laiklik
Milliyetçilik
Halkçılık
Devletçilik
Devrimcilik
|