MİLLİYETÇİLİK
Bu ilkenin de kökeni Osmanlı imparatorluğunun son donemlerinde ortaya
çıkan batılılaşma haraketlerine dayanır. Bu haraketlere tepki olarak
beliren Milliyetçilik düşüncesinin aydın kesimdeki savunucuları
arasında Mustafa Kemal'de vardı. Özellikle, Namık Kemal, Mehmet
Emin Yurdakul, Ziya Gökalp gibi yazarların düşüncelerini benimseyen
Atatürk'ün, tarihsel gerçeklerden kaynaklanan şu sözleri o dönemi
yansıtır. "Özellikle bizim ulusumuz, ulusal anlayışa sırt çevirmenin
çok acı cezalarını gördü. Osmanlı İmparatorluğu içindeki çesitli
topluluklar,hep ulusal ilkelere sarılarak, ulusçu ilkenin gücüne
dayanarak kendilerini kurtardılar. Biz ne olduğumuzu sopa ile içlerinden
kovulunca anladık. Gücümuzü yitirdiğimiz anda, bizi aşağıladılar,
küçük gördüler. Anladık ki, suçumuz kendimizi unutmamızmış."
Atatürk'ün Milliyetçilik ilkesi ulusal kişilik ve benlik duygusunun
ifadesidir. Bir ulusun diger uluslara bakarak, doğal ve kazanılmış
özel karakterlere sahip olması, diğer uluslardan farklı bir varlık
meydana getirmesi, genellikle onlardan ayrı olarak onlara parelel
gelişmeye çalışması anlayışına milliyetçilik ilkesi denir.
"Türk ulusunun yönetiminde ve korunmasında, ulusal birlik, ulusal
duygu, ulusal kültür en yüksekte göz diktiğimiz ülküdür" derken
de ön plana çıkarılan Ulus kavramıdır. Bu kavram her koşulda vurgulanmış,
tüm eylemlerde ulus dayanak alınarak, sonuç-başarı ulusa mal edilmiş,
odak noktası olarak " Ulus kavramı benimsenmiştir.
Atatürk'ün Milliyetçiliği aynı zamanda geniş bir hoşgörüye de sahiptir.
"Gerçi, bize ulusçu derler ama biz öyle ulusçularız ki bizimle işbirliği
yapan tüm uluslara saygı gösteririz. Onların bütün ulusal gereklerini
tanırız. Bizim ulusçuluğumuz, herhalde, bencil ve kendini beğenmiş
bir ulusçuluk değildir."
Cumhuriyetçilik
Laiklik
Milliyetçilik
Halkçılık
Devletçilik
Devrimcilik
|